Your browser doesn't support javascript.
Show: 20 | 50 | 100
Results 1 - 2 de 2
Filter
Add filters

Year range
1.
Turkish Journal of Intensive Care ; 20:65-65, 2022.
Article in Turkish | Academic Search Complete | ID: covidwho-1755632

ABSTRACT

Amaç: Sitokin fırtınası COVID-19’a bağlı mortalitelerin önemli nedenlerinden biridir. Çalışmamızda COVID-19 pnömonisi nedeniyle yoğun bakımda takip edilen hastalarda gelişen sitokin salınım sendromunda tocilizumabın etkinliğini, mortalite üzerine etkisini ve tocilizumaba bağlı ortaya çıkabilecek komplikasyonları araştırmayı hedefledik. Gereç ve Yöntem: Etik kurul onayını takiben Ekim 2020-Ağustos 2021 tarihleri arasında yoğun bakım ünitesinde COVID-19 pnömonisi nedeniyle sitokin salınım sendromu gelişen hastalar dahil edildi. Hastalar tocilizumab alanlar ve tocilizumab almayanlar olmak üzere gruplandırıldı. Olgu-kontrol çalışması olarak planlanan çalışmada her iki grupta yer alan hastaların SOFA ve GKS skorları, P/F değerleri, yoğun bakım tedavileri, laboratuvar parametreleri (tedaviyi aldığı gün, 3., 5., 7. günler), morbidite ve mortaliteleri karşılaştırıldı. P<0,05 istatistiksel anlamlılık olarak kabul edildi. Bulgular: Çalışmanın yapıldığı tarihlerde 1509 COVID-19 hastası takip edilmiş olup, sitokin fırtınası tanısı alan 312 hasta vardı. Kriterlere uygun 50 hasta tocilizumab tedavisi almış olup, kontrol grubuna tocilizumab almayan 50 hasta dahil edildi. Her iki grupta yer alan hastalar demografik özellikler ve komorbiditeler açısından benzerdi. Gruplar arasında ikincil enfeksiyon, mekanik ventilatör ihtiyacı, mekanik ventilatörden ayrılma süresi ve mortalite açısından anlamlı fark yoktu. Tocilizumab grubunda ferritin düzeyleri tanı konduğu gün, 3. ve 5. günlerde kontrol grubuna göre anlamlı olarak daha yüksekti (p=0,019). Tedavinin 5. gününde tocilizumab grubunda kontrol grubuna göre SOFA skoru, AST ve ALT değerleri daha yüksekti (p=0,02, p=0,07, p=0,016) CRP ve fibrinojen değerleri tocilizumab grubunda daha düşüktü (p<0,001) (Tablo 1). Sonuç: IL-6’nın sitokin fırtınasında anahtar rol oynadığının gösterilmesiyle tocilizumab kritik COVID-19 hastalarında tedavi seçeneği haline gelmiştir. Tocilizumabın COVID-19 ilişkili sitokin fırtınasında klinik seyire ve mortaliteye olumlu etkileri olduğunu gösteren çalışmalar olduğu gibi etkisiz olduğunu gösteren çalışmalar da vardır. Çalışmamızda tocilizumabın COVID-19 pnömonisi kaynaklı sitokin salınım sendromunda mekanik ventilatör ihtiyacı, mekanik ventilatörden ayrılma süresi, hastanede yatış süresi ve sağkalım açısından standart tedaviye üstünlüğü olmadığı sonucuna vardık. Tocilizumab tedavisinin sekonder enfeksiyon riskinde artış yapmadığı ancak hipofibrinojenemiye neden olduğunu tespit ettik. Tocilizumabın kullanımının maliyeti de düşünüldüğünde standart tedaviye ek fayda sağlamadığı sonucuna ulaştık. (Turkish) [ FROM AUTHOR] Copyright of Turkish Journal of Intensive Care is the property of Galenos Yayinevi Tic. LTD. STI and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full . (Copyright applies to all s.)

2.
medrxiv; 2020.
Preprint in English | medRxiv | ID: ppzbmed-10.1101.2020.10.09.20209775

ABSTRACT

Background Coronavirus disease 2019 (COVID-19) quickly spread worldwide to become a pandemic. This study aimed to define the predictors of critical illness development within 28 days postadmission. Methods We conducted a prospective cohort study including 477 PCR-positive COVID-19 patients admitted to a tertiary care hospital in Istanbul from March 12 to May 12, 2020. The development of critical illness, e.g., invasive mechanical ventilation and/or death, was followed for a period of 28 days postadmission. Demographic characteristics, number of comorbidities, illness severity at admission defined by the WHO scale, vital signs, laboratory findings and period of admission to the hospital were independent variables. Cox proportional hazards analysis was performed, and the C-index was calculated. Results The median (IQR) age of the cohort was 55.0 (44.0-67.0) years, and 50.1% were male. The most common presenting symptoms were cough, dyspnea and fatigue. Overall, 65.2% of the patients had at least one comorbidity. Hydroxychloroquine was given to 99.2% of the patients. Critical illness developed in 45 (9.4%; 95% CI: 7.0%-12.4%) patients. In the multivariable analysis, age (HR: 1.05, p<0.001), number of comorbidities (HR: 1.33, p=0.02), procalcitonin [≥]0.25 g/L (HR: 2.12, p=0.03) and LDH [≥]350 U/L (HR: 2.04, p=0.03) were independently associated with critical illness development. The WHO scale on admission was the strongest predictor of critical illness (HR: 4.15, p<0.001). Prognosis improved within the study period (p<0.05). The C-index of the model was 0.92. Conclusions Age, comorbidity number, WHO scale, LDH and procalcitonin were independently associated with critical illness development. Mortality from COVID-19 seems to be decreasing as the pandemic advances.


Subject(s)
COVID-19 , Dyspnea , Critical Illness
SELECTION OF CITATIONS
SEARCH DETAIL